Londra 2012
Her geçen 4 yılın yazlarının 2 sini sevmişimdir, 2 sini hor görmüşümdür. Yine bir yaz ve ben yine bilgisayar başında oturuyorum sırf sizin için. Her neyse sevdiğim 2 yaza gelecek olursak. Birinde Dünya Kupası olur, diğerinde Olimpiyatlar olur. Bu yazımda evrensel bir konu olan kadınını erkeğini, gençlisini yaşlısını, evlisini bekarını ilgilendiren Olimpiyatlardan bahsedicem, sadece Olimpiyatlar demek yeterli olmaz tabi.İngilizlerin hazırladığı o müthiş Olimpiyatlar demek sanırım yeterli olacaktır.
Biraz daha açacak olursak; Londra 2012'yi kendimce izlemeye çalıştım. Güzel yarışlar, maçlar oldu. Phelps yine yüzdü, Bolt yine koştu. Favoriler yine kazandı. Ülkemizi branşlarında en iyi sporcular temsil etti. En fazla madalya umudumuz olan ve biz Türklerle özdeşlenen güreş ve halterde başarı gösteremedik.Aksine eskiden fazla alakamız olmayan tekvando ve 1500 metre koşuda hafızalardan silinmeyecek başarılara imza attık. Eskiden diyorum çünkü bu başarılar diğer genç sporcuları teşvik edecektir.Konuşma ciddiye bağlamadan bu yazıyı yazmamdaki amaca gelelim.